
Kur’an Çözümünde Kavramlar- 5
“ALLAH’IN SEVDİKLERİ “
A- ÖN OKUMA
1- AYETLER:
Tespit edebildiğim kadarı ile 17 ayette “ALLAH’IN SEVDİKLERİ” zikrediliyor. Bazı ayetlerde bir evveli bir sonrası da alındı daha net anlaşılsın diye…
BAKARA 195-) Fiysebilillah (Allah’a ermek için) karşılıksız bağışlayın ve (cimrilik yaparak) kendi kendinizi mahvetmeyin… Muhakkak Allah ihsan edicileri sever. 222-) Sana kadınların aybaşı hâlinden soruyorlar… O sıkıntılı bir dönemdir. Kadınlarla, âdet kanaması sürecinde, (kandan) temizleninceye kadar cinsel ilişkiye girmeyin. Temizlendikten sonra Allah’ın hükmettiği yerden yaklaşabilirsiniz. Allah kesinlikle yanlışlarından (dolayı) çok tövbe edenleri, çok arınanları sever. ALİ İMRAN 31-) De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tâbi olun; ki Allah sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.” 75-) Kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlardan öyleleri vardır ki, kantar (dolusu) emanet bıraksan, onu sana aynen iade eder. Öyleleri de vardır ki, tek bir dinar (altın) emanet etsen, tepesine dikilip zorlamadıkça sana geri vermez. Bu onların, “Bize karşı olan ümmîlerin (hakikati bilmeyenlerin) hiçbir hakkı yoktur” diye (düşünmelerinden kaynaklanır). Onlar bile bile Allah üzerine yalan söylüyorlar. 76-) Evet, kim sözünün arkasındaysa ve korunursa, şüphesiz ki Allah korunanları sever. 134-) Onlar ki, bollukta ve darlıkta Allah için karşılıksız bağışta bulunurlar, kızdıklarında öfkelerini kontrol ederler, insanların kusurlarını affederler. Allah ihsan edenleri sever. 146-) Nice Nebiler, beraberlerinde Rablerinin kulluğu içinde olduklarını yaşayanlar olduğu hâlde savaştılar da; Allah yolunda başlarına gelenler yüzünden gevşemediler, zaaf göstermediler ve boyun eğmediler. Allah güçlüklere tahammül edenleri sever. 147-) Onların söyledikleri şu idi: “Rabbimiz suçlarımızı ve yaptıklarımızdaki aşırılığı bağışla; bize metanet ve sebat ver; hakikati inkâr edenlere karşı bize yardım et, zafer ver.” 148-) Allah da onlara hem dünya sevabını verdi hem de sonsuz gelecek sürecinin en güzel sevabını verdi. Allah ihsan edenleri sever. 159-) Allah’ın, hakikatinden açığa çıkardığı rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Eğer sert ve keskin olsaydın onlar dağılıp giderlerdi. Onları affet ve bağışlanmalarını iste. Toplumsal konularda karar verirken onların fikirlerini al. Karar verip uygulamaya koyulduktan sonra da Allah’a güven! Muhakkak ki Allah kendisine tevekkül edenleri (hakikatlerindeki El-Vekîl isminin gereğini yerine getireceğine iman edenleri) sever. MAİDE 13-) Ahdlerini bozmaları ile onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık (anlayışlarını kilitledik)! Kelimelerdeki mânâları asıl anlamlarından saptırırlar. Uyarıldıkları hakikatlerden haz almayı unuttular… Pek azı hariç, onlardan daima hainlik görürsün… Onları affet, aldırma! Muhakkak ki Allah ihsan sahiplerini sever. 42-) (Onlar) sürekli yalan dinleyenler, çokça haram yiyenlerdir… Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet yahut onlardan yüz çevir… Eğer onlardan yüz çevirir isen, sana hiçbir şekilde zarar veremezler… Şayet hükmedersen onların arasında adaletle hükmet… Muhakkak ki Allah muksitleri (âdil olup her şeyin hakkını verenleri) sever. 93-)İman edip imanının gerektirdiği fiilleri ortaya koyanlar, korunmaya devam ederlerse (bir üst mertebede) imana ulaşıp, o imanın gereği çalışmalar yaparlar… Sonra bu anlayışa göre korunarak daha üst mertebede iman anlayışına kavuşurlar… O anlayışla imanlarının sonucu olarak da ona göre korunmaya başlarlar… Bundan sonra, ulaştıkları bu anlayışa göre korunmaya devam etmeleri, onları ihsana (Müşahede mertebesine) erdirir… İhsan mertebesine erdikten sonra, geçmişte (bilmeyerek) yediklerinin bir mahzuru yoktur artık! Allah muhsinleri sever. TEVBE 4-) Anlaşma yaptığınız müşriklerden, (anlaşma şartlarınızda) size karşı bir eksik uygulama yapmamış, sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar hariç… Anlaşmaların süresi kadarıyla sözünüzü yerine getirin. Muhakkak ki Allah korunanları sever. 7-) Müşriklerin, Allah ve Rasûlünün indînde bir anlaşmaları nasıl olabilir? Mescid-i Haram indînde sözleştikleriniz müstesna… Onlar size sözlerine bağlı olarak davrandıkça, siz de onlara dosdoğru davranın… Muhakkak ki Allah, hükmüne boyun eğerek azabından korunanları sever. 108-) O mescidin (mescid-i dırar’ın) içinde asla namaza durma! Tâ ilk gününden temeli takva üzere tesis edilmiş mescid, içinde kıyam etmene elbette daha lâyıktır… Orada arınmışlığı seven rical vardır… Allah arınanları sever. HUCURAT 9-) Eğer iman edenlerden iki topluluk çarpışırlarsa, onların arasını düzeltin… Eğer onlardan biri diğerine karşı haddi aşıp tecavüz ederse, o tecavüz edenle, Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın! Eğer dönerlerse, adaletle aralarını bulun. Muhakkak ki Allah, her şeyin hakkını verenleri sever. MUMTEHINE 😎 Allah sizi, din yüzünden sizinle savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkarmamış kimselere iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan engellemez. Muhakkak ki Allah muksitleri (her şeye hakkını verenleri) sever. SAF 4-) Allah, kendi yolunda çelik karkas blok bina bütünlüğünce saf bağlayarak savaşan kimseleri sever. |
2- KONU İLE İLGİLİ OKUMALAR:
ALLÂH ESMÂ’SINDAKİ MUAZZAM, MUHTEŞEM ve MÜKEMMEL ÖZELLİKLER (ESMÂ ÜL HÜSNÂ)
http://www.ahmedhulusi.org/kuran/elesmaulhusna.htm
Bu yazıda özelikle TETIKLEME SİSTEMİ dikkatle okunmalı… Ayetlerde Allah’ın Sevdikleri olarak zikredilen özelliklerle (esmalarla) bağlantılar kuralım sonra da hangi esma özelliklerini yaşarsak Allah Sevgisi tetiklenir, düşünelim…
ALLAH´IN KULU SEVMESİ VE BU SEVGİNİN MÂNÂSI
http://www.haznevi.net/icerikoku.aspx?KID=6733&BID=76
“Vahdet konusunu İbni Arabi’den önce zikreden veli” olarak öğrendiğimiz İMAM GAZALİ (KS) Hazretlerinin İHYA adlı dev eserinde geçen bu makalesi de dikkatle değerlendirilmeli…
B- ÇÖZÜMLEME
1- Kur’an Çözümünde “Allah’ın Sevdikleri” kapsamında geçen kimseler, haller, özellikler:
(Ayetlere verilen manalardan derlendi)
A- İHSAN EDİCİLER; MUHSİNLER, İNFAK EDENLER, AFFEDENLER, ÖFKESİNİ KONTROL EDENLER:
– Fiysebilillah (Allah’a ermek için) karşılıksız bağışlayanlar.(Bakara-195)
– Onlar ki, bollukta ve darlıkta Allah için karşılıksız bağışta bulunurlar, kızdıklarında öfkelerini kontrol ederler, insanların kusurlarını affederler. Allah ihsan edenleri sever.(A.İmran-134)
– Allah ihsan edenleri sever.(A.İmran-148)
– Onları affet, aldırma! Muhakkak ki Allah ihsan sahiplerini sever. (Maide-13)
B- ÇOK TEVBE EDENLER; ARINANLAR:
– Yanlışlarından (dolayı) çok tövbe edenler.(Bakara-222)
– Çok arınanlar.(Bakara-222)
– Allah arınanları sever.(Tevbe- 108)
C– ALLAH RASULUNE TÂBÎ OLANLAR:
– De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tâbi olun; ki Allah sizi sevsin. (A.İmran-31)
D- MUTTAKİLER; KORUNANLAR; TAKVA EHLİ:
– Evet, kim sözünün arkasındaysa ve korunursa, şüphesiz ki Allah korunanları sever.(A.İmran-76)
– Bundan sonra, ulaştıkları bu anlayışa göre korunmaya devam etmeleri, onları ihsana (Müşahede mertebesine) erdirir… İhsan mertebesine erdikten sonra, geçmişte (bilmeyerek) yediklerinin bir mahzuru yoktur artık! Allah muhsinleri sever.(Maide- 93)
– Anlaşmaların süresi kadarıyla sözünüzü yerine getirin. Muhakkak ki Allah korunanları sever.(Tevbe-4)
– Muhakkak ki Allah, hükmüne boyun eğerek azabından korunanları sever.(Tevbe- 7)
E– SABREDENLER:
– Allah güçlüklere tahammül edenleri sever.(A.İmran-146)
F– TEVEKKÜL EDENLER:
– Muhakkak ki Allah kendisine tevekkül edenleri (hakikatlerindeki El-Vekîl isminin gereğini yerine getireceğine iman edenleri) sever. (A.İmran- 159)
G– MUKSİTLER; ADALETLE HER ŞEYİN HAKKINI VERENLER:
– Şayet hükmedersen onların arasında adaletle hükmet… Muhakkak ki Allah muksitleri (âdil olup her şeyin hakkını verenleri) sever.(Maide- 42)
– Muhakkak ki Allah, her şeyin hakkını verenleri sever. (Hucurat-9)
– Muhakkak ki Allah muksitleri (her şeye hakkını verenleri) sever.(Mümtehıne-8)
H– BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜ KORUYARAK ALLAH YOLUNDA GAYRET EDENLER:
– Allah, kendi yolunda çelik karkas blok bina bütünlüğünce saf bağlayarak savaşan kimseleri sever.(Saff- 4)
2- ALLAH’IN SEVMESİ NE DEMEK?..
Tasavvuf gözlüğümüzün B HARFİ İLMİ ve AHADUSSAMED İLMİ camlarından değerlendirecek olursak; ALLAH’IN SEVDİKLERİ ifadesi ile ötede bir tanrının beride bazı kulları sevmesinin kast edilmediğini hemen sezeriz.
O halde ne kast ediliyor?…
Seven ve Sevilen bağında İKİLİK- ŞİRK var ise; Özde bulmak gerekiyor ise bu kavramı nasıl anlayacağız?….
İşte kilit nokta burası!…
Konuyu paylaştığımız dostlar ALLAH’IN SEVMESİ konusunda özetle şöyle dediler:
1- Allah’ça vasıfların açığa çıktığı mazhar. (O vasıfların seyredildiği mahaller)
2- Farklılık boyutunda birinin diğerine olan üstünlüğü gibi değil de, daha ziyade aşikâr olanın olmayana göre düşünelim. Yani; esmaların bir birimde daha fazla, daha kamil zuhura çıkışı bir nevi onun sevilmesi mecazı ile anlatılmış. Ama bu olay gene Onun dilemesi ile…
3- Fıtraten şuursal farkındalıkla yaşayanlar…
4- Bedenî bilinçlerini Kalbî Şuurlarının hükmü altına verecek imana ve o imanın gereği fiillere yönelecek kararlılığa sahip olarak yaşayanlar…
5- Gönle girenler!…. Özellikle dünyada bir ALLAH EHLİ; VELİ KULU SEVEN VE ONUN TARAFINDAN SEVİLENLER, ONUN İLGİSİNE MAZHAR OLANLAR….
Unutmayalım ki “Allah’ın âlemlerdeki tasarrufu alem suretleri iledir; başkaca değil…” EL HAMIYD esmaı açıklamasında VELİ kelimesi ÂLEM SURETİ olarak tanımlanmış… İşte bu gerçek nedeni ile Veliyi sevmek, Onun tarafından sevilmek; Allah’ın Sevmesi kapsamındadır diye düşündük…
Maksut cihana gelmekten
Kişi Rabbin bilmektir
Rabbini bilmekten murad
Evliyasın Bulmaktır
(Kaygusuz Abdal)
Yunus Emre der hoca
İsterse var bin hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir
6- Anlayabildiğim kadarıyla;Sevmek ve Sevilmek Allah indindeki kavramlar değildir, beşeriyetin değerlerine göre bir anlatım tarzıdır, ESMA mertebesinin zahir olduğu noktadaki ki zahir oluşundaki mana tesbiti dahi bizim algılamalarımıza göredir. Farkli ESMA zuhuratinin ya da SEYRinin bizim anlayışımıza indirgenmiş anlatim tarzı olsa gerektir.
O’nun indinden bakınca ne seven var ne sevilen, cünki Allah ismiyle tanimlanan hakikat zati itibariyle Esmasından meydana getirdiği tüm alemlerden ganidir, alemlerden gani olunca alemlerde açığa çıkan, seyredilen her türlü manalar ve kavramlardan da beri olması gerekir.
ESMAlarin en fazla aciga çıktığı SEYR mahalli sanki Allahin en sevdigi kul gibi anlatilmis. Bir anlamda bir seyr mahallinden ne kadar ESMA geniş kapsamlı olarak seyrediliyorsa o mahallin kendisini yansitan olusturan ESMA mertebesine sevgili olusundan bahsedilmiş, Allah ismiyle işaret edilirken özündeki Allah’a ait esmalar kastedilerek. O sevgili olan mahallin diğer esmalara karsi kuvveden fiile cikardiklarinin farkini anlatabilmek acisindan bu ifade kullanılmış.”Görenle görmeyen bir olurmu”,”ölü ile diri olan bir olurmu” sorulariylada bu gibi farkliliklar gözler önüne serilmeye calisilmis.
Eger gerçekten bizim anladigimiz gibi bir sevme sevilme olayi söz konusu olsaydi buradan birde sevmedikleri var anlayisi cikardi ki ,bu da Allah’in kendi varliginda var olan bazi esmalari sevmedigi anlamina gelirdi bunun ardindan gelen soru ise sevmedigini neden yaratiyor olurdu, veya sevmedigini ortadan kaldiracak kadar aciz oldugu anlamina gelirdi. O zaman Allahin sevmedigi birseyi yaratmasi söz konusu olabilir miydi? Diledigini yapan olarak neden sevmedini yaratsin? Sonra mademki diledigini yapiyor o halde yaptigi herseyi aslinda seviyor.
Genel anlamda düşündüğümüzde Allahin sevmedigi hicbir kulu yok gerek Cennet ehli gerekse Cehennem ehli icinde.zira her sey Allahin dilemesiyle var olmakta, kulluklarini kayitsiz sartsiz yerine getirmedeler.
Özel anlamda; cennet ehlinin mertebelerine göre yasamlarinin farkliliklarini ifade edebilmek acisindan, sevilen olarak bilinmeleri söz konusu ki ,gercekten bize göre bu sevilenler zümresi(Cennet ehli) yasadiklari itibariyle sevilmeyenlere(Cehennem ehli) göre kiyas edilemiyecek bir farkliliga sahib.
Allah muhsinleri sever,Allah ihsan edisine mahal olan birim allahin sevdigi olarak anlatiliyor bize göre .Her mahalde var ama esmanin daha kapsamli yogunlukla ciktigi mahal sevgili olmus oluyor.bize göre bir deger bu bence
AYRICA TEŞVİK VAR TESBİTİ YAŞAMAK İÇİN herkes sevilmek yani daha fazla IHSANA kavusmak icin bir çaba gösterir fitraten,herseyin en güzeline ulasmaktir gayeleri.bu istek kiminde dünyaya yönelik olarak cikar ve biz onlar icin sevilmeyenler tabiri kullanilir.fitratinda iman aciga cikacaklarda, sonsuz yasama dair meyilleri dolayisiyla yasadiklari yada yasayacaklari yüzünden sevilenler diye isimlendirilir.
Mademki tanriyi hesaba katmadan düsünecegiz, B’izdeki Allahin esmasi söz konusu burda esmasinin aciga cikisi kolaylastirildikca sevgili oluyor sevgiyi burda tamammen farkli olarak yasami kolaylastirilmis birimin nasibi olarak görsek mesela.
Birde ÖZELIN ÖZELI olan sevilenler var ki belki de kuran bunlara işaret ediyor, nerdeki sevilenler önce alemlerde sonra her birimde var olan isimlerin manalarında, yani RAHMETIN geneli var özeli var özelinde özeli var hatta dahada ötesi..
Belalar en cok nebilere sonra velilere sonrada sirasiyla derecelerine göre insanlarin üzerine yağar seklinde bir hadis vardi hatırladığım kadarıyla.burda bizim anlayisimizin tam tersi belalar dünyada en sevdiklerine yagiyor,yani özel sevilmek icin var olanlar fitratlarindaki sevgi programının olusturdugu bela yagmurlarinda yikanarak arinacaklar, kendilerindeki o kuranda Sevgiyle birlikte bahsedilen ESMALAR aciga cikacak sonucundada Cennet yasami baslayacak. Yada sadece Imanini degil Akil melegini de devreye sokup alemden ibret alip, ZIKIR; FIKIR, TAAT (ORUC, HAC, ZEKAT, SALAT)gibi çalışmalarla yanmadan bela yağmurlarında ıslanmadan kendi kendilerine arınarak bahsedilen esmaları açığa çıkaracaklar.
Kısaca Esma mertebesinin zuhurunun açığa çıkardığı manalara açığa çıkan İSİMlere göre manalar yüklenmiş , Allah’ın sevmesi, sevmemesi, intikam alması, lanet etmesi, kıskanması, beraber olması gibi anlatımlarla..
(Ufkumuzu açan bu açıklamalarından dolayı fikirlerini paylaşan dostlara teşekkür ediyoruz.)
C- SONUÇ:
Allah’ın Sevmesi kavramı ile ikili bir anlatım olmadığını; Şuursal açılım, Bedene Şuurun hükmetmesi, Fıtraten şuursal boyutta yaşaması Allah tarafından dilenen; takdir edilenler, Esmanın ve Allah’ça vasıfların mazharı olan mahaller, Özel Sevgi ile Özel Arınmaya ve lütuflara muhatap olacak kullara işaret edildiğini öğrendik…
Allah’ın sevmesi halinin bizde açığa çıkışı için İHSAN- İNFAK- MUKSİT- MUTTAKİ-MÜTEVEKKİL kavramlarının yaşama geçirilmesi gerektiğini de fark ettik…
Ve hem ayetten hem de dostların açıklamalarından çıkardığım bir gerçek daha var ki; Allah’ın Sevdiklerinden olmanın kestirme yolu ONUN RASULUNE TESLİM OLMAKTIR…
Onun Rasulune tabii olmakla kast edilenin özelde Hz. Muhammed Mustafa (as)a teslimiyet, genelde ise; HER ÇAĞDA BA’S OLUNAN RASULLERE; RİSALET İLMİNİ YANSITAN MAHALLERİN İLMİNE YÖNELMEK olduğunu düşünüyoruz… (Ali İmran- 31)
Allah’ın Sevdiklerinden olmak hazmıyla bize kolaylaşsın diliyoruz….